28 Şubat 2010 Pazar

Bugünün Çeşitlemeleri


Cumhuriyet Başsavcısı....

Lozan'da doktora yaptıktan sonra Atatürk tarafından 'Hukuk Reformu yapmakla' görevlendirilen Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için 'Cumhuriyet Savcısı' unvanının isim babasıdır. Ata'nın huzurunda 'Hukuk Reformu' için fikir fırtınası yapılırken, Bozkurt çok tepki alır ve sıkıştırılır:

'Neden sadece savcılara Cumhuriyet Savcısı denilir?
Cumhuriyet Başbakanı,
Cumhuriyet Bakanı,
Cumhuriyet Müsteşarı,
Cumhuriyet Valisi,
Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da,
Neden Cumhuriyet Savcısı?
Savcılara neden bu imtiyaz?

Atatürk, Bozkurt'a 'Ne diyorsun?' diye sorar.
Bozkurt'un cevabı çok net olur:
'Çünkü öyle zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı'dır.'

Atatürk, gülümseyerek hoşnut kaldığını belli eder. 'Devam et Bozkurt' der.
Cumhuriyet Savcısının bu cumhuriyeti korumak ve kollamak yetkisi hukuk reformuna ve Atatürk'ün yorumuna kadar uzanır.
Bugün Cumhuriyet Başsavcısı üzerinde şimşekler çaktırılırken, bu anının bir kez daha yazılması gerekliydi.




Değişik bir patik...







Yazısında bu patik tığ ile örülmüş diyor ama bana şiş ile örülüp tığ ile tamamlanmış gibi geldi, tarifi yok ama değişik bir model, kolay da görünüyor. Denemek lazım...










HEP GİDİŞİNE ANLAM VEREMEDİĞİMİZ KEDİLERİ İSTERİZ

Bugün mail kutuma düşen bir yazıyı paylaşmak istedim sizlerle...


Canı isterse gelir bir kedi yanına…Sen istediğin için sevgi gösterileri yapmaz. Sen huzurlu olasın diye başını sürmez sana. Sen umurunda değilsindir aslında. Evet sevecendir ama bu sevecenliği sevilmek içindir.Tırnaklarını geçirir; korunmak ya da gücü ortaya koymak için. İplerin kimin elinde olduğunu göstermek için. O seni eğlendirmek için bir yumakla taklalar atmaz. Kendi oynamak istediği içindir hepsi. Çağırdığında sadece meraktan ya da acıktığı için gelir yanına; sen çağırdığın için değil. İpler onun elindedir !O bir imparatorluk oluşturmuş seni de sadece orada sıradan bir canlı olarak ama güçsüz, sessiz görür. Her şey gibi liderlik de ona aittir. Bazen bir dost dersin ona ama onun sana ihtiyacı yoktur. Bunu anlamazdan gelirsin. Senin olup olmaman umurunda değildir onun için. Ama senin ona zaafların vardır.
Güven konusunda,dostluk konusunda sıfırdır. Patilerinde prangalara dayanamaz. Başına buyruktur. Özgürlük kavramının tanımıdır. Ruh hali anlaşılmaz bir değişkenlik içerir. Bize zıt düşen yanları çoktur. Diğer yarımızı ararken bulduğumuzu sandığımız kişinin bize zıtlıkları kadar. Bize cazip gelen daima sevimli kedimizin bu başına buyrukluğudur. Biz bu özelliklere sahip diğer eşimizi bekleriz. Geldiğinde ise söz dinlememelerine, gidişine anlam veremeyiz. Ama tekrardan bekleriz. İnatla onu yanımızda isteriz. Kedimizi de eşimizi de….



27 Şubat 2010 Cumartesi

Hobi Odaları için







Buna ne dersiniz, ben bayıldım, acil tarafından bir kıl testere ve kontraplak almam gerekiyor gibi geliyor:)


26 Şubat 2010 Cuma

Karışık....

Kolilerden Bavul






Ben buna karar veremedim. Kolilerden böyle bavullar yapmaya değer mi değmez mi, belki desenli kağıtlarla kaplansa güzel durur ama böylesi.... Bilemedim.












Buğday Salatası

Hep elişi fikirleri olacak değil ya, arada bir yemek te lazım.


Evimin Neşesi'ne uğradım da, orada gördüm, hemen tariflerime kaydettim, sizlerle paylaşmadan olmaz tabii.
MALZEMELER:
  • 2 su bar.haşlanmış buğday
  • 2 havuç
  • taze soğan
  • maydanoz
  • mısır
  • mor lahana
  • sıvıyağ
  • limon tuz
  • köri
YAPILIŞI:haşlanmış buğdaya tüm malzemeler eklenir iyice karıştırılır.


25 Şubat 2010 Perşembe

Kulplar için fikirler

Dolapların ve çekmecelerin kulplarını yenilemek, değişiklik yapmak isteyenlere fikirler...








Banyoda deniz kabukları fena olmaz,



















Dikiş ile ilgili dolap, çekmece veya kutu kulplarına düğme olabilir,


















Yatak odanızdaki dolap kulplarına eski broş, küpe parçalarını yapıştırabilirsiniz.
















Mutfak için küçük tahta kaşıklar olabilir,















Çocuk odaları için küçük oyuncaklardan faydalanabilirsiniz.











Kumaş kutular için bir fikir....


Kumaştan yapılma kutu örneklerini görmüştük. Bu kumaş kutuyu göstermemin nedeni, dik durmasını sağlamak için kullandığı malzeme, plastik kanvasa benzettim, ama Türkiye de tabaka halinde satılan bir yer bulamadım google dan baktığımda, fikri olan var mı:)


24 Şubat 2010 Çarşamba

İki yeni fikir

Plastik Kasalardan

Bu plastik kasalardan ucuz bulabilsem birkaç tane alacağım ve böyle süsleyip süsleyip cici sandıklar yapacağım.









Su kabağından yapılan bir şeyler daha






Su kabaklarının şekillerine göre ne güzel şeyler yapılıyor, ben daha hiç birini uygulayamadım, ama projelerimde var (neler yok ki).


23 Şubat 2010 Salı

Yaz şapkaları ile idare edin:)

Bu aralar zaman yetmiyor bana, arkadaşlar kusura bakmayın, bloglarınıza bakmaya, yorum yazmaya yetişemiyorum, affedin beni, bilgisayarım da çok yavaşladı, hastaneye gitmesi gerek ama zamanı değil:) 10marifetçiler aynı özür size de, affedin beni.....

Yaz şapkaları



Bu şirin yaz şapkaları strafor bardaklar fırında ısıtarak yapılmış. İngilizce açıklaması linkte var, özetle strafor bardaklar açık tarafı alta gelecek şekilde, üzerine pişirme kağıdı ve onun üzerine alüminyum folyo döşenmiş bir fırın tepsisine aralarında 10 cm. kadar olacak şekilde dizilir. 250 dereceye ısıtılmış fırına konur, başından ayrılmadan 3 dakika kadar beklenir, bardaklar şapka şeklini alınca fırından çıkarılır ve tamamen soğuyana kadar beklenir, soğumadan zorlanırsa kırılabilir. Soğuyan bardaklar dikkatlice folyodan ayrılır, akrilik boya ile boyanır ve süslenir.


21 Şubat 2010 Pazar

Bugün neler yaptım

Bugün ütü günümdü.

Önce bilgisayarımdan müzik açtım, sevdiğim eski yeni bir sürü şey yüklü.
Ütü yapmayı seviyorum. Bir kere yıkadığım şey eski bile olsa ütü geçtikçe yenileniyor ve parlıyor o hoşuma gidiyor. Her bir parçayı ütülerken onunla ilgili anılar geçiyor aklımdan, bu da bana zevk veriyor. Bu arada mis gibi kokuyu da unutmayayım. Eh ütü bitti işte, herbirini yerlerine de yerleştirdim, şimdi internette dinlenme zamanı. Zamanı derken kayıt zamanına göre düşünmeyin, işim öğlen saat yarımda bitti:)


Tığ Kavanozu






Tığlarım çantada değil de gözümün önünde olsun diyorsanız, plastik kapaklı bir kavanozdan tığ kavanozu yapabilirsiniz, yapım aşamaları linkte...






Guguklu saat








Guguklu saati küçüklüğümden beri çok severim. Bir ara ahşaptan bir tane vardı evimizde, bozulmuştu, sonra ne yaptık onu hatırlamıyorum. Eh, bu guguklu saatle de idare edebilirim herhalde:))








Kırmızı başlıklı kız







Kırmızı başlıklı kızı bilmeyen yoktur herhalde. İşte onun figürlerinden yapılmış kalem çantaları.







Keçe Kuşlar







Bu kuşların kesimi daha değişik, kanatta beraber kesilip alta doğru kıvrılmış, daha pratik gibi geldi bana, süslemeleri de fikir olsun:)












Çocuk odasına koltuk





Bir koltuğun böyle deseni olabileceği hiç aklıma gelmemişti. Kumaş boyama ustaları bunu kolayca uygulayabilir, eğlenceli değil mi....


20 Şubat 2010 Cumartesi

Bunlar ne güzel şeyler değil mi...

Lavaboları Şenlendirin.





Hiç aklıma gelmemişti... Lavaboda el yüz yıkarken hep o deliklere bakarız ya, "benim küçük hayallerim" adlı blogda bu fikri buldum, çok hoşuma gitti. Plastik deniz kabuklarım var, hemen onları koyacağım ben.






Yapraklı Şal



Bu güzel örgü şalı "örgücü nine" nin blogundan aldım, bu orjinal resmiymiş, ama kendisi de örmüş ve blogunda yapılışını çok güzel anlatmış, ziyaretlerinize açık...









Bir yaz Sofrası...






Bu sofrada neredeyse herşey hünerli bir eldeki tığdan çıkmış, tatlı renklerle donanmış tam bir yaz sofrası...












Kolay dikilen çanta...





Bu çantayı dikmek çok kolay, istediğiniz büyüklükte yapabilirsiniz, isterseniz sap ta ekleyebilirsiniz. Yapım detayları için linke tıklayın...






Kızlara Çanta...









Kız çocukları bu çantayı sevmezler mi... Bence bayılırlar:)









Bardak altlıkları





Yaz geliyor, artık dışarısı için hazırlıklarıma başlamalıyım... Hiç eksiği bitmiyor nedense:)
Bardak altlıklarına ihtiyacım var, bu bulduğum bardak altlıkları hoşuma gitti, kumaş parçalarım var bir sürü, onların arasına naylon koyarak kolayca dikebilirim...




Tığ Çantası







Tığ çantası yapmak isteyenler için değişik bir fikir, ben daha önce kapitone kumaştan yapmıştım ama bir alternatif gerek, malum kirleniyor:)


Mutlu Olalım Derneği için yeni etkinlik...


Bloglar arası "kibrit kutusu etkinliği" yapılmıştı, duymadığım için çok üzülmüştüm. O minik kibrit kutuları bir güzel süslenmiş ve içlerine sürpriz ciciler konmuştu.

Bugün aynı konuda yeni bir etkinliğe rastladım sevgili Nadireciğimin Yetenek sizin blogunda, hani Mutlu Olalım Derneği'ne çocuklar için kartpostal etkinliği yapmıştık ya, şimdi de onlar için "kibrit kutusu etkinliği" başlatmışlar Özlem hanımla birlikte.

Kesinlikle yapmaya çalışacağım, hele ki söz konusu çocuklarsa...

Çocukları sevindirmek kadar güzel ne var şu dünyada, onların gözlerindeki minik bir ışıltı yeter insana, lütfen arkadaşlar, elinizden geleni yapın çünkü bu çocukların buna ihtiyacı var, desteğe ihtiyaçları var. Elinden iş gelmeyenler derneğin sitesindeki ihtiyaç listesine bir göz atsınlar, mutlaka yapabilecekleri birşey vardır....

Nadire ayrıca şöyle bir not yazmış:
"Kampanyaya katılıp, blogunda duyuranları bir süpriz bekliyor. Kutu hazırlayıp aşağıda ki adrese gönderecek olan ayrıca katılmayıp, duyuru yaparak katkı sağlayan herkesin dahil olacağı bir süpriz!"
Kutuların en geç 23 Nisan tarihine kadar hazırlanıp gönderilmesi gerekiyor. İşte adres:


Mutlu Olalım Derneği
Özlem Şengir
M. Kemal Cd.

Burak Apt. No 44 D 4

Bornova-İzmir





19 Şubat 2010 Cuma

120


Yönetmen: Özhan Eren Murat Saraçoğlu
Yapım Yılı : 2007
Türü: Savaş / Tarihi
Oyuncular : Özge Özberk, Cansel Elçin, Burak Sergen, Emin Olcay, Oytun Öztamur

Konu:
Van... Haziran 1914. O günler, ülkemizin büyük toprak kayıpları ve milyonlarca insanımızın da büyük perişanlıklar yaşamasına neden olan Balkan Harbi’nden henüz kurtulduğumuz günlerdir. Ancak o günler de çok sürmez, yaz aylarında Avrupa’da başlayan
1. Dünya Harbi ülkemize de sıçrar. Ruslar, Doğu Anadolu’da Erzurum istikametinde taarruza geçerler. Büyük bir isyana gebe olan Van’daki Jandarma Tümeni şehirden ayrılır ve Kafkas Cephesi’nde Ruslar ile ölüm-kalım savaşı içine girer. Aralık 1914’de Sarıkamış Harbi’nin başlaması ile birlikte çatışmalar yoğunlaşır ve bir gün Jandarma Tümeni’nin de cephanesi tükenir. Van’da az da olsa cephane vardır. Sınırdaki askerlere gönderilmek istenir fakat elde doğru dürüst kağnı bile kalmadığı gibi, eli tüfek tutan hemen hemen herkes de cephelerdedir.
Hiçbir çare bulunamaz ve yaşları 12 ile 17 arasında değişen çocuklar gönüllü olurlar. Hemen hazırlıklara girişilir. 120 çocuk 1915 Ocak ayının donduran ayazlarında cephaneyi sırtlanır, karlı dağlara doğru yürümeye başlarlar. Ancak günler ve geceler süren bu büyük yolculuk 120 çocuk için hiç de kolay olmayacak tam bir ölüm kalım harbine dönüşecektir.

Bu filmi seyrettim....
Çocuklar cephaneyi sağ salim teslim ettiler, ancak dönüş yolunda tipiye yakalandılar, geriye 45i dönebildi, dönenlerden ise sadece 23ü hayatta kalabildi.

Bunlar Türk tarihinin gerçekleri, adları bilinmeyen daha nice kalbi vatan sevgisiyle dolu kahraman var.
Bir de bugüne bakıyorum....
O zamanlar yabancılara topraklarını vermemek için bu kahramanların döktükleri kanı hiçe sayarak bugün o yabancılara tesisleri, arazileri peşkeş çekenlere bakıyorum... Vatan sevgisinden haberi olmadan, beyinleri yıkanmış, Türk tarihini anlatılanlara göre benimsemiş, gerçekleri göremiyerek yetiştirilen gençliğe, tüm manevi değerlerini yitirmiş ve hala bu bayrak altında yaşamaktan bir nebze utanç duymayan kişilere bakıyorum, kalbim bir kez daha nefret, hırs ve hayretle doluyor.
Ne diyeyim ki... Aziz Nesin "Türkler koyundur" dediğinde herkes kızdı. Böylesine maddi manevi tüm değerleri unutmuş, her söylenene inanan, araştırmayan millete başka ne denir ki...



Mutluluk Tablosu

Bir düşünün bakalım mutluluk duyabiliyormusunuz...
Bugün mail kutumda buldum, arkadaşım Sevil göndermiş, düşündüm, eeeh dedim:))
MUTLULUK TABLOSU
Evini bir parti sonrası temizlemek için saatlerce uğraşıyorsan
Bir çok arkadaşın var demektir
Faturalarını ödeyebiliyorsan
Bir işin var demektir.
Pantolonun biraz sıkıyorsa
Aç kalmıyorsun demektir.
Gölgen seni izliyorsa
Güneş ışığını görüyorsun demektir.
Otobüsten indiğin yerden işyerine yolu uzun buluyorsan
Yürüyebiliyorsun demektir
Hükümet hakkında eleştiri yapabiliyorsan
Konuşma özgürlüğün var demektir
Yanındaki adamin sesinden rahatsız oluyorsan
Duyuyorsun demektir.
Camları silmen , çatıyı onarman gerekiyorsa
bir evde yasiyorsun demektir
Doğalgaz faturan yüklü geliyorsa
Isınıyorsun demektir
Yığınla yıkanacak ve ütülenecek çamaşırların varsa
Yığınla giyeceğin var demektir
Çalar saatin sabahın köründe çalıyorsa
Yaşıyorsun demektir
Aksamları kendini yorgun hissediyor ve bacakların ağrıyorsa
O gün üretici olmuşsun demektir
VE TÜM BUNLARIN FARKINA VARABİLİYORSAN!
MUTLUSUN DEMEKTİR





17 Şubat 2010 Çarşamba

Bıdığın Banyo Günü....


Bugün Bıdığın banyo günüydü. Yıkarken çok uslu duruyor ama yıkanma bitip te havluyu üzerinden aldığım anda bir fırlıyor, deli gibi evin içinde koşturuyor, ne halı kalıyor ne yatak örtüleri. Arada bir böyle oturuyor sonra tekrar koşmaca. Dışarı çıkmak isteyince mecburiyetten eşofmanını giydi, aslında birşey giymeyi hiç sevmez. Eşofmanını kendi eşofmanımın paçasından yaptım. Sadece kestim ve kol oydum okadar:)
















Değişik bir raf sistemi...





Bu raf sistemi çok değişik ve sevimli geldi bana....


16 Şubat 2010 Salı

Yaptıklarım ve Bulduklarım...







Bu dallar mum alevinden tutuşmazsa, görünüş hoşuma gittii yakmasak ta olur:))

















Duvardakilere gölge kutusu çerçeve deniyormuş ve ondan duvar vazosu fikri çıkmış ortaya, biraz daha değişik şekilde kullanım fikirleri ortaya konabilir...


















Çantadan çok böyle küçük heybeler kullanıyorum, bugünlerde kalan yünlerle boğuşan anneme bir heybe daha ördürdüm, üzerini boncuklarla süsledim. İşte .....
















Dantelden bir Kuran kabı örmüştüm... Malum kışın sobadan çarçabuk kirleniyor, onun için kumaştan bir bir kap uydurdum...








Bir ara yayınlamıştım ahşap yakma işini, deneyecektim, unutmuşum... Gece aklıma geldi, bugün denedim. Ben de özel yakma kalemi yok, havya vardı, hani lehim işinde kullanılan, tabii ucundan tutamıyorsunuz, gene de denedim, kitap ayraçları yaptım, bu kadar olabildi tepeden tepeden tutunca:)













Daha önce şişe kapaklarından şapka magnet yapmayı denemişmiydiniz... İşte burada,


15 Şubat 2010 Pazartesi

Çılgın Hobi Odam




Fiamma istedi, ben de yayınlıyorum, görünce korkmayın, burası benim HOBİ ODAM:))

Şeklini değiştirdim derken, sadece eşyaların yeri değişti ama aynı karmaşa sürüp gidiyor.
Yaza duvara çekmece projesini gerçekleştirmeyi düşünüyorum, belki o zaman biraz düzene girer.





Önceki evimde büfe vazifesi gören bu dolapcağız şimdi benim çalışma masam gibi oldu.
Üstünde soldan sağa doğru scanner, duvarda anneannemin işlediği kadife örtülerden yaptığım çift cep içinde bilumum örgü şişlerim, kalemlikler, fırça makas v.s dolu, sesiciğimin hediyesi iğne yastığım, sallanan koltukta beni seyreden bebeğim, makara kutum, içlerinde şablonlar, magazinlerden kestiğim desenli kağıtlar v.s dolu kutular, kalp şeklinde düğme kutum, üstünde minik düğmelerin olduğu üstüne birzamanlar resim yaptığım tahta kutum.
Sol çekmecede dikiş malzemeleri, sağ çekmece de çerçeveler, gözlük kılıfları gibi malzemeler işlenmeyi bekliyor.
Sol dolapta kumaşlar, parçalar, giyilmeyen kıyafetler çekilip çekilip birşeyler üretilmeye çalışılıyor, sağ dolapta vernik, tiner, boya malzemeleri yanında ne arasanız bulabileceğiniz bilumum kutu ve sepetler var.




Bilgisayar köşesi malum, oturup kaldığım için annemin hakkında "iyilik" düşündüğü tek nesne.
Raflarda Rakam, burda, neue mode, samanyolu, altınbaşak, anna gibi dergiler, evimiz ciltleri, içinde ne arasan olan "kadın ansiklopedisi" ve tek tük elişi dergileri, kitaplar, içine magazinlerden kesip yapıştırdığım proje resimleri olan ajandalarım, en üstte içinde örgü örneklerimin olduğu kutular, atmaya kıyamadığım bitmiş havlu, strech, folyo ruloları ve bitkisel reçeteler kitapları...












Hemen yanındaki rafta dayanmadığım boncuklar, pullar. Takı sevmediğimden işlediğim örtülerde, oyalarda ve çeşitli dekorasyon aksesuarlarında kullanıyorum.
Üstteki rafta ıvıııır, zıvıııır....

















Burası dikiş köşem, annemin artık giymiyorum dediği pembe kapitone sabahlığı o daha fikir değiştirmeden hemen kesilip biçildi, makina örtüsü, iğnelik ve duvar cebi yapıldı. Makinanın masası eski bir ütü masasının üst tablasının eskiyen kenarları kesilip yapıldı tarafımdan :))
Yanda sepette yün kalmayınca yarım kalan battaniyemin sepeti (yün aldım bitireceğim), onun altındaki hasır piknik sepetinde nakış ipliklerim, altında plastik kutuların birinde düz renk, birinde desenli parçalarım var.









Soldakiler dekorasyon dergileri, dosya kutularında ise gazetelerin verdiği elişi dergileri, mavi klasörde dağılmış eski örgü dergileri, motif kitapları filan var.
Çekmecelerin içini göstermedim, yeter korktuğunuz diye:))
En üsttekinde kırtasiye malzemeleri, onun altında resim tekniği kitaplarım, annemin gençliğinden kalan ve hala iş gören "mani di fata"ütü baskısı kitapları v.s , onun altındakinde astar, dantel, ipekli çeşidi kumaş parçaları, en alttakinde örülmüş dantel bordürler var.











Bu dolapta örtüler ve yatak takımları var.
Mandal torbam içinde mandal önlüğüm ve saksı korkuluklarımla dışarı çıkacağı günü bekliyor.



















Bu perdeden ilerisi benim yatak odam... dediysem de bir bölme yani, solda gardrobum ve hemen yanında çift kişilik yatağım. Şu daracık arada görünenler de çantalarım:)) koyacak yer bulamadım, iki dolap arasındaki boşluk iyi oldu...


İşte buuuuu.................................