30 Eylül 2010 Perşembe

Kız çocuklarının odalarına.....

                                               



Kız çocuklarının odalarında kullanılabilecek resimler... Kalem kutuları, dosyalıklar, kutular.....




29 Eylül 2010 Çarşamba

Yastıklar....Ve doğada yaşamak...

 Hani bir çoğunuz benim gibi doğa içinde yaşamayı hayal ediyorsunuz ya, ben de size sefası kadar cefası çok diyorum ya....
Dün sabah (affedersiniz) banyoda sifonu çektiğim anda yerdeki süzgeçten su geri tepti, imdaaaat....
Anladım ki foseptik doldu, korkunç...
Geçen sene aynı şey başıma gelmişti. Böyle yerlerde malum kanalizasyon şebekesi yok. Bahçede çukur kazılıyor, üstüne bir kapak, toprak çekiyor suyu. Ama gel gelelim 10 sene sonra o toprak duvar betonlaşıyormuş, benimki de 10 seneyi geçti, yani betonlaştı.
Neyse, hemen vidanjör çağırdım. Çağırdığım da özel vidanjör. İSU maalesef gelmiyor, çünkü burada su parası ödemiyoruz, dolayısıyla atık su bedeli de ödemiyoruz, onlar gelse bedava, ama özel vidanjör bu dağın başına 400 liraya geldi.
Ah bu internetin faydaları... Aklıma bir pompa kurmak geldi, araştırdım. Foseptik pompası varmış, çok sevindim. Görüştüm, bugün gelip bakacaklar, doldukça aşağıya pompalanacak. Bahçeden aşağıya meşe ve çam ağaçlarım var, onlara doğru verdim mi, oh ne güzel gübre onlara, bir güzel çekerler :)) Çok pisim değil mi, ama buralarda gübreye filan alışıyorsunuz, doğallık bu işte :)

Eh, bu işlerle uğraşınca elişleri gene kaldı...

O nedenle sizinle sevdiğim  yastıkları paylaşacağım, böyle puf puf, bir sürü, sarılacağım onlara, kucaklarında yatacağım...
Baksanıza şunlara, ne güzel cıvıl cıvıl desenler, kenarlarında minik ponponlar, çok ciciler değil miiii:))
 





27 Eylül 2010 Pazartesi

Nesi var bu Hırkanın?

Hırkamı nasıl buldunuz :))
Pozum nasıl ama :))

Şimdiiii, bu hırkanın özelliği ne ki diyeceksiniz....
Böyle makina örgüsü bir hırkaya nasıl  sahip oldum anlatayım...

Lastikleri gevşemiş ve kendisi çok bollanmış ve dolayısı ile artık giyilmeyen bir erkek kazağını malum depomdan çıkardım, önüme serdim. Makası da aldım,
O gevşemiş lastiklerin hepsini kestim, etek, yaka kol lastiklerini uçurdum. Yetmedi bir de ön ortasından aşağıdan yukarıya kadar kestim.
Sonra bütün kenarları bir kere içine kıvırıp dantel ipliği ile elde diktim, makinada diksem çok yayılır. Sonra bütün kenarlarını tığ ile basit birit işi ile geçtim, yakasına tığ ile bir ilik, karşısına da düğme kutumda bulduğum bir cam düğme diktim, bu kadaaar :))
Görüleceği üzere depomdaki giyilmeyen kazaklardan biri çöp kovası kılıfı, biri hırka oldu. Çöp kovası olanda yanık delikleri vardı, onun için kılıf oldu, hani onu niye ziyan ettin çöp kovası için diyenler olabilir :)
Daha kazaklar var, bitti sanmayın. Güzel desenliler gene hırka olacak, gerisinin kaderini kestiremiyorum şimdiden :))



26 Eylül 2010 Pazar

Bir çöp kutusu hikayesi :)

Dün gene hobi odamda eşyaların yerini değiştirdim... Ne yapayım, seviyorum değiştirmeyi:))
Eski halinden sıkılınca şöyle bir bakıyorum, sonra girişiyorum... Annem gidip gelip "Koca şeyleri tek başına çekip duruyorsun, belim ağrıyo de de göriiiim seni" diyor:))
Eski hali böyle bişeydi, bilenler bilir:)
 
Onu oraya, bunu buraya derken böyle bişi oldu....

 

Odama bir çöp kutusu gerekiyor, bir koliyi kullanıyordum, ama ayıp oluyooor. En kolay ve pratik ve de çaaarçabuk olacak birşey arıyorum veee buldum....
5 lt.lik pet su şişesini aldım, düz kısmın en üstünden kestim. Üst tarafını atmıyorum, onu huni olarak kullanacağım, hani bir tepsiden kavanoza mercimek, fasulye, nohut, leblebi gibi şeyleri doldurmak için :)

Bu şişeyi saracak genişlikte eski bir kazak buldum, şişenin boyundan biraz uzun kestim...
Yan dikişlerini kestim, üst tarafından dikerek birleştirdim, yani lastiğe paralel, onun üst tarafından.
Bütün parçayı açıp, yani bir lastik yukarda bir lastik aşağıda, ortadan ikiye katladım, bir lastikten bir lastiğe makina çektim.
Sonra düz tarafına çevirdim, bir lastik tarafını şişenin içine soktum, gerisini şişenin dışına geçirdim, içini olduğu gibi bıraktım, hani aslında yuvarlak bir parça eklenebilir, ama üşendim, nasıl olsa çöp kutusu, içinde poşette olacak:))


İşte bitiiiii.... İçine bir poşet koydum, masanın altında yerini aldı:))

Aslında kumaşlardan böyle kılıf yapıp, süsleyerek, kutular yapmak lazım, kılıflar çıkarılabilir olacağından kullanışlı olur, pet şişeler de değerlenir, üşenmezsem yapacağım, ay çok tembelim yaaa:))



25 Eylül 2010 Cumartesi

Verandalar......

Yaaa, tamam, ben de böyle verandaları çok seviyorum, minderler, yastıklar, koltuklar...
Ama kardeşim, oralarda hiç aniden yağmur yağmaz mı, aniden fırtına çıkmaz mı :))
Bizim burada yağmur, fırtına hep aniden çıkar, o yüzden böyle dekor yapamıyorum işte :(
Hangi tarafı toplayacağımı şaşırıyorum, toplayana kadar onlarla beraber ben de sırılsıklam oluyorum :))
Ama fotoğraflar güzel işte :((

 

















Bu benim verandaya benziyooo, ama bu daha güzel tabii :)



24 Eylül 2010 Cuma

Gene işlediiim:))

Ortalıkta bulduğum bir sürü boş çerçevem vardı, işleme panolar yapmayı düşünüyordum, hani hediyelik filan da olur diye:) Onlardan iki tanesini işledim, işte böyle bir takım oldu...

Ama, çerçevelerini boyamak gerekiyor gibi geldi, mesela kurdelelerdeki mavi gibi, ne dersiniz?


22 Eylül 2010 Çarşamba

Minik Banyomun Dekoru....

Dekorasyonda farklı alternatifler hazırlamayı ve ara sıra onları değiştirmeyi seviyorum, hep aynı şeyleri görmek beni sıkıyor. O nedenle her bölüm için farklı renklerde takımlar hazırlamaya çalışıyorum.

Banyom için bir sarı-turuncu-yeşil renklerin, bir de mavi-beyaz renklerin ağırlıkta olduğu iki takımım var, kırmızı-yeşil-beyaz olarak bir üçüncü yapmayı da düşünüyorum. Takımlarım hazır olarak bir kutuda bekliyor temiz temiz, değiştirirken kaldıracaklarımı yıkıyorum, banyoyu temizliyorum, yenilerini yerlerine, kaldıracaklarımı kutusuna yerleştiriyorum ve ben bu işten çoook zevk alıyorum :))

Dün minicik banyomun takımını değiştirdim.Mavilere geçtim.

Önceki takımım sarılardı.

















Mavi takımım çok sevdiğim yunus motifi ağırlıklı.



Kapıdan girişte görüntü böyle...
Küçük bir banyo olduğu için sürgülü kapısı var.
Sağ tarafta duşa kabin var, görüntüye giremiyor:))
















Yunuslu bir kilim,















Yunus magnetlerim termosifonda oynaşıyorlar :)



















Banyonun içinden çekebildiğim kadarıyla iç görüntü :)
















































Yunuslu havlum....
Bu yunusları eski evimdeyken işlemiştim, aslında dolap örtüleri de var, ama bu banyoya maalesef dolabım sığmıyor, o nedenle sadece havlu ve küçük dolapların örtülerini kullanabiliyorum:)











İşte minik banyom böyle, ıncık cıncık dolu, benim de zevkim buuuuu :))


21 Eylül 2010 Salı

Ekmek sepetine bakın....

Ekmekliğin şıklığına bakar mısınız :)
Fotoğraflar mı bu kadar güzel gösteriyor bilmiyorum, sanki ben yapınca bu kadar güzel görünmeyecek gibi geliyor, ama denemek istiyorum, seviyorum böyle cicileri :))



20 Eylül 2010 Pazartesi

Eskiye rağbet...

Eski objelerin zarifliği, işçiliği bugünkü fabrikasyonlarda asla yok... Bu bir gerçek.
O nedenle, elinize geçen eskilerden kalma objeleri sakın atmayın, mutlaka bir şekilde yenileyip, değerlendirip kullanmaya bakın.
Mesela eski, oymalı bir çerçeve, kimbilir hangi kapılardan kalma süslü anahtarlar. Ne güzel yenilenmişler, değerlenmişler ve bir duvarı süslemekteler...



19 Eylül 2010 Pazar

Patateslerim :)

Bugün de hava pek güzel, güzel olunca bahçe işleri yapılıyor malum...
Dün bostandan kalan bütün cins fasulyeleri topladım, sadece bir çubuk canlı, taze fasulye kaldı, daha verecek gibi ... Bugün onlar ayıklanıp hazırlanıyor kışa.



Öğlene doğru arka taraftaki üst bahçe kenarlarını kabartayım, otlarını temizleyeyim, güllerin dipleri açılsın dedim. Oralara ilkbaharda patates kabukları koymuştum, eşeledikçe minik patatesler çıktı, ay pek bi sevindirik oldum, seneye aşağıda hazırlamaya başladığım tarha patates kabuklarını ekeyim bari, taze patatesin kabuklarıyla beraber tereyağda kavrulmuşu pek güzel olur:))





Bu arada parmağımı merak eden varsa, açılıyor:)) Sıcak suda özellikle bayağı açıldı, bugün üçüncü gün, sabahları biraz kilitlenmiş oluyor ama suya girince hemen açılıyor, olacak gibi:))



18 Eylül 2010 Cumartesi

Minik hediye kutuları...

Hediye vermeyi de almayı da çok severim, kim sevmez ki :)
Öyle küçük, büyük olması ve maddi değeri hiç önemli değil, önemli olan özel ve sevgiyle olması....
Hediyenin ambalajı ayrı bir güzellik... İçinde ne olduğu heyecanıyla dikkatlice, bozmadan o paketi açmak...
Minik hediyeler için çok cici kutu şablonları buldum, bunları print edip bir kartona yapıştırmak ve şekillendirmek bize düşüyor, buyrun....