31 Aralık 2015 Perşembe

Bir Yılı Daha Geride Bırakırken...

Yıllar mı çabuk geçmeye başladı, biz mi yaşlandıkça  öyle hissediyoruz bilemiyorum...
Zamana yetişemez oldum, zaman bana yetmemeye başladı sanki... Saatler saatleri öyle bir kovalıyor ki, bazen tutup geri alasım geliyor saatleri :))

Veee... Bu hızla geçerken zaman, bir de baktım ki, bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz...

Her geçen yıl yaptığım gibi, ben gene güzel anılarımı cebime koyup, hatırlamak istemediklerimi kapalı bir kutuda geçmiş yılların raflarına koyup yeni yıla doğru, yepyeni umutlarla yola çıkmaya hazırlanıyorum...


 2016 da görüşmek üzere... Sevgiyle kalın :)





30 Aralık 2015 Çarşamba

20 Dakika Öncesi ...

20 dakika önce çektiğim fotoğrafla başlayayım anlatmaya...
Yılın ilk karı öğlene doğru başladı, 11'e çeyrek kala evden çıkmıştım, tam ana yola çıktım minik minik başladı. İzmit'e vardığımda ara ara lapa lapa yağdı durdu yağdı durdu, böylece akşam olduuu :))

Maalesef kırkyamalarıma el süremedim bugün, hatta hobi odama giremedim bile ...
Arkadaşım Belgin aradı tam yola çıktığımda sana gelmek istiyorum diye, dedim İzmit'e geliyorum, buluşalım, beraber eve geçeriz. Öyle yaptık ... Belgin'in eşi liseden arkadaşım Ertuğrul, akşam O'da geldi, sohbet-muhabbet çok güzeldi, ama kar hızlanınca kalkalım dediler, ben de ısrar etmedim, çünkü İzmit'te yüksekte oturuyorlar, Ertuğrul arabanın lastiklerini de değiştirmemiş, yokuş çıkamazlar filan...

Yarın da herkesin yeni yılı karşılama telaşı olur, blogları pas geçeriz, iyisi mi yeni senenin ilk ürünleri olsun benimkiler :)

Kutlamayı yarın yapayım ben olur mu :))




29 Aralık 2015 Salı

Kırkyama Peteklerim... Bölüm:2

Neden Bölüm:2 diye başlık attım ?
Çünküüü...
Taaaa 2014 yılının 18 Ağustosunda başlamıştım yapmaya :))

O günün yazısından özet geçeyim en iyisi hatırlatmak için...

Kırkyamaya uygun diye ucuzlukta bulup aldığım kare kare desenli çift kişilik çarşafı karelerine bölerek başlamıştım işe...
Fon kartonundan kestiğim kalıplarla parçaları teğelleyip sonra kenarlarından dikmiştim...
Çarşafın kenarlarında kalan yarım karelerden 12 takım küçük petek, büyük karelerden 12 takım büyük petek dikmiştim...
Bu arada nostaljik bir obje kullanmıştım büyük kalıplar için :))
Bu oyunu hatırlayanlar var mı ?  :))))

Ve sonunda demişim kiiii...
"Her işimde olduğu gibi ne şekilde ilerleyip ortaya ne çıkacağı henüz belli değil"...
..............................

Aynen öyle...

O tarihten hemen sonraki kontrolümde kanserin nüksetme şüphesi başlamıştı...
O arada küçüklerden yastık hazırlığı yapmıştım, hatta yastıkların ön yüzü bitmişti...
Büyükleri ise çeyizimden kalma bir çarşaf üzerine makinada zigzagla monte etmiştim, yatak örtüsü olmak üzere...
Ama Kasım ayında kanserin nüksettiği kesinleşince ve ağır tedavi süreci başlayınca yatak örtüsünü için yorganlama yaptırma araştırmasına girişememiş, öylece kaldırmıştım yastık yüzleriyle beraber...
Araya da biir sürü başka işler girmişti...

Neyse... Çok uzattım...
Yukarıdaki lafım doğru çıktı...
Yatak örtüsü yorganlama işi aşağı yukarı 150 lira tutar dediler, hemen vazgeçtim, çünkü değmez, kullandığım kumaşlar dayanıklı değil, o kadar para verip üzerinde tepişemem zaten :)))

Büyük petekleri söktüm kumaştan, oldukça zor oldu makinada diktiğim için, hatta bazı kenarlarda peteklerin kumaşlarını bile kestim :(

Yastıklar gene yastık olacaklar inşallah :))

Ama büyük peteklerle ne yaptığım sürpriz, henüz bitmediler, şu an elimdeler...
Yarın biraz daha ipucu verebilirim, hatta anlarsınız bile ...
Öbürgün de sonuç... Yeni yıl hediyesi....








28 Aralık 2015 Pazartesi

Sanırım Son Güneşli Günler :(

Kar geliyor dediler Çarşamba gününden itibaren ...

Bugün güneşli görünce havayı, öğleden sonra çıkıp birşeyler alayım dedim listeme kaydettiğim ...
Kahve arkadaşım Hayat'la buluştuk gene, Tedi'ye gittik...
Hayal kırıklığı...
İlk defa Tedi'den hiçbirşey almadan çıktım... çıktık....
Düz beyaz dertsiz masa örtüsü-kendime pantolon etek-beyaz tuzluk-anneme kapalı yaka bluz, hırka-anneme yün çorap alacaktım....Yok anacım, Hayat peçetelik baktı, yok... Ay birşey beğenip te almadım...bulamadııım :((
Bugün ters günümüzdeydik herhalde :))

Neyse... Paralarımız cebimizde kaldı  :))))



Eh bari gidip pasta yiyelim dedik ve doooğru Ümit Usta'ya...

 15 gün kortizonlu ilaç kullandım, yüzüm yusyuvarlak olmuuuş :)) Tombiş tombiş :)))
Kısa günün tatlısı diyelim :))




27 Aralık 2015 Pazar

Dünyayı Sessize almak...

Bu söze daha önce de rastlamıştım...
Üzerinde düşününce ne kadar derin anlamı var farkında mısınız...

Dünyayı sessize almanın en güzel yolu sizce de bu değil mi ... :)
Sessiz-Huzur dolu saatler sizinle olsun :)




26 Aralık 2015 Cumartesi

Çoook Güzeldi...Ama Bittiiii...

Kitap kitap....
Çok güzeldi, ama bittiii :(

Gölgedeki Yıl, Hannah Richell'in...
Sabırsızlanıyordum okumak için, önce eskiden aldığım kitapları bitireyim diyordum ama dayanamadım, okudum...
İlk kitabına hayran kalmıştım... Kıyıya Vuran Deniz Kabukları...

Bu kitabı sanki daha güzel, daha sürükleyici.... 584 sayfa ya, ortalarına kadar zevkle, huzurla, sakin sakin okudum, birkaç sayfa sonra başladı sürüklemeye, merak... varsayımlarda bulunuyorum, varsayımlarım değişiyor, aaa.... diyorum, bırakamıyorum elimden... Hele artık sonlara doğru meraktan uykum filan kaçtı, saat bire geliyordu bitirdim nihayet önceki gece :)
Çok güzeldi.... Umarım yeni kitapları da gelir...

Ben gene kitabın tanıtım yazısını paylaşayım sizlerle...

"Secrets of Tides’in en çok satan yazarından trajedi, ihanet ve yalanlarla dolu büyüleyici bir hikâye Doğmadan kaybettiği bebeğinin acısı, hayatına bir gölge gibi çöken Lila Bailey, tüm gizemlerin kapılarını kimden geldiğini bilmediği bir anahtarla açacaktı. Kendisine, ücra bir göl kenarında miras bırakılan ev ve eski sakinleriyle ilgili hissettiği rahatsız edici duygular pek çok cevapsız soruyu da beraberinde getirmiştir. Neden tüm eşyaları eve dağılmışken alelacele evi terk ettiler ve neden Lila, sürekli takip edildiği hissinden bir türlü kurtulamaz. Ev ile birlikte kendi hayatını da onaran Lila, göl kenarında geçirilen bir yıl sayesinde kendisinin bile haberdar olmadığı pek çok sırla birlikte tüm hayatını gölgelerden çekip çıkaracaktır. Birbirine paralel ilerleyen iki farklı zaman ve iki farklı hikâyenin kesiştiği ana gözyaşlarıyla tanık olacaksınız."

Şimdi sırada eskiden aldığım kitaplardan biri var...  Ama gözüm gene son aldıklarımda, dayanamayıp araya sokuşturabilirim gene :))))






25 Aralık 2015 Cuma

Temizlik Günümüz :))






Bugün Çılgın Nurcan günümüz, yani temizlik ... :))

O işlerle uğraşırken ben pinterestte proje indirmekten şaşı oldum :))



Ne güzel şeyler vaaar, heeepsini yapasım geliyor, indiriyorum da indiriyorum :))

Noolcak bizim bu halimiiiz :))

Hatta bir de tam bizler için bir pasta tarifi buldum :))
Bu bizim yeni yıl pastamız olsun :))

Daha fazla zırvalamadan kaçayım ben en iyisiii :)))))))





24 Aralık 2015 Perşembe

Elimde Var Birşeyler de... Bitince ....

Yavaaaş yavaş yapabildiğim birşeyler var elimde aslında, bitince göstereceğim ancak :))

Eeeee... Bugün ne desem ki size ...
Biraz ağzınızı sulandırayım mıııı :)))))

( fotolar internetten )




 Bu gidişle biz de böyle olmayız değil miiiiii :))))))
 Gerçi biraz böyleyiz amaaa.... :))))
 Şimdi bu ipleri yünleri kaldırın dolapların içine.... Veeee.....
Hadi.... Bekliyoruuuum :)))))




23 Aralık 2015 Çarşamba

Misafirlerim Vaaar :)

Gene İzmit'te işim vardı öğleden sonra...
Dönüş için konuşmuştuk Mineciğimle, 4,5 gibi evde olurum demiştim, o zaman gelecekti O da kızı Buse ile beraber...
( Bu arada blogunu da çoook boşlamışsın Mineeee, 2 senedir yazmamışsın, facebook devam ama... :))
Yolda buluştuk, ben geciktim biraz sanırım...
2 saat yetmedi hasret gidermeye, malum, konu hobi olunca, hatta hobimanyağı iki kişi biraraya gelince hiç biter mi laflar :))
Gene gelmeye söz verdiler, ben de gitmelerine izin verdim :))
İşte bizim hallerimiiiz :))
 Buse "Anne güzel gül..." dedi :))))))
 Güzeliz değil miiii :))

 Ve Buse'nin bana sürprizi... Kokulu taşlardan yapmııış... :)) Salon missss gibi kokuyor şimdi :)
E hadi amaaa.... Kıskanmak yoook, siz de geliin :))







21 Aralık 2015 Pazartesi

Bugün de Elişi yok :((

Parmak uçlarım iyice hassaslaştı, hem uyuşuk hem hassas :))
Nasıl da elişi yapasım var, ama iğne tutamıyorum... Az daha sabır...
Ancak yemekleri yaptım, buralarda gezindim böyle...
Hobi odamdayım ya, nasıl da göz kırpıyor yünler, iplikler, kumaşlar, boyalar.....
Bir düzeleyim bakın ben sizden neleeer neler yapacağım :))
Tedavi bitti zaten, 18 ocak ta PET/BT çekimi var hayırlısıyla... Sonuca göre devamı ...

Ama minik yılbaşı çiçeğimi paylaşayım bari :)
Dağdaki evde salon çiçekleri olmuyordu, zaten heryan çiçekti ya :))
Ama şimdi çiçek gerek bize, birkaç salon-balkon bitkisi Migrostan aldım, kalan sağlar bizimdir misali oldu, bakalım... Biraz toparlanayım, Koçtaşta güzel çiçekler oluyor, alırım oradan :)




20 Aralık 2015 Pazar

İzleyici Sayısına Takmayın Bukadar :))

Genelde bakmam sayısına da, bloglara şöyle bir bakayım dedim ve Nurdancığımın yazısının başlığını görünce çok şaşırdım. İçeriğine girince anladım ki bir problem var...
Neyseki sevgili Begonvilli Ev hemen yorum yazmış, bu izlemekten vazgeçme değil, teknik problem diye :)
Begonvilli Ev'in verdiği linkte açıklama var, tasarıma geçtikten sonra "bloglarım"a tıklayın, altta okuma listemiz vardı ya, o listeye girdiğimiz yerin sağındaki tekerleğe tıklayınca izlediklerimiz çıkıyor, işte onların hepsinin "herkese açık" olması gerek, "anonim" olan varsa değiştirin diyor link... Bunu herkesin yapması gerekiyormuş, o nedenle mümkün olduğunca paylaşmak gerek...
Zaten izleyenler listesindeki herkes izliyormu ki, izleseler yüzlerce yorum olması gerek yayınlarımın altında, 1780 izleyici görünüyordu bende hatırladığım kadarıyla, gerçekten izleyenlerin sayısı taş çatlasın 20-30 dur bence, 10 yorum zor yazılıyor, gerçek izleyenlerim, yorum yazanlarım yeter bana :))

Onun için takmayın sayılaraaaa :))
...................................

Dün Linda Howard'ın kitabını bitirdim...
Kitabın üzerinde Sandra Brown'ın notu var ya, "Romantizm, gerilim ve eğlence ancak Linda Howard sayesinde biraraya gelebilir" diye, gerçekten de önceki okuduğum kitaplarında olduğu gibi bu kitabı da öyleydi...

Kitabın tanıtım yazısı şöyle:

"Bütün aşklar imkânsız mıdır?  Denemeden bilemezsiniz. 
New York Times Bestseller yazarı Linda Howard, aşkın ve gerilimin köşe kapmaca oynadığı bu çok satan romanında sizi,  en ince ayrıntısına kadar düşünülüp planlanmış kusursuz bir düğün törenine davet ediyor. Ancak bu törende damat ve gelin  karşılıklı sözler veremeyecek, birbirlerine yüzüklerini takamayacak, masum bir öpücüğün tadına varamayacak ve  gelin bu özel günün ışıltısını yüreğinde hissedemeyecek; çünkü acımasız bir katil, gelini öldürmek için sinsice vaktinin gelmesini beklemektedir. 
Gelinle yaşadığı sorunlar yüzünden bir numaralı şüpheli durumuna düşen düğün organizatörü Jaclyn ile olayı soruşturmakla görevlendirilen Dedektif Eric Wilder’ın yolları cinayetin hemen öncesinde kesişmiş, birlikte tutkulu saatler  geçirmişlerdir. Ama oyun değişmiştir artık. Geçmişteki kötü deneyimleri yüzünden kalbini yeni maceralara kapatan Jaclyn’le Dedektif Wilder arasındaki ilişki yavaş yavaş aşka dönüşürken soğukkanlı katil de adım adım yeni hedefine doğru  yaklaşmaktadır. "





Sıradaki kitabımı yeni çıkanlardan seçtim, dayanamadım :))
Hannah Richell'in "Gölgedeki Yıl"... İlk kitabı "Kıyıya Vuran Deniz Kabukları"nı çok beğenmiştim, o nedenle sabırsızlandım :)




19 Aralık 2015 Cumartesi

Fatura Sepetinin Yavrusu....


Bakın ne işe yaradı ...

Bizim evde prizler lamba düğmelerinin yanında, yani yüksekte, o nedenle telefonumu şarja takmak için koyacak yer bulmam gerekiyordu...

İşte şimdi buldum ...
Hadi bakalııım, yeni bir projeye doğru hazırlık yapmaya :)
Ama önce dinlenmem gerek, malum ilaçlandık, ikinci gün etkilemeye başlıyor ya :))




18 Aralık 2015 Cuma

Fatura Sepeti ....

"O da ne ki" diyeceksiniz şimdi değil mi :))

Efendim...
Apartman hayatına uyum sağlamaya çalışıyorum :))
Eh... 10 sene dağın başında yaşayınca .....  :))

Elektrik-Su-Doğalgaz saatleri okunuyor, faturalar ya apartman girişinde posta kutularının üzerine atılıyor, ya da kapıların bir taraflarına sıkıştırılıyor. E oralardan da düşüyor filan... Dağın başındayken sadece elektrik faturası geliyordu, o da 6 ayda bir filan, okuyup faturayı elimize sıkıştırıyorlardı :))

İşteee... Fatura sepeti bunlar için :))
Ve bunlar için sepet alındı Evidea'dan, ancak orada buldum istediğim gibisini... Ama aramızda kalsın, dürtüklemeden kargoya veremediler bir türlü :(
Ben hepsi burada.com dan çok memnunum...

Neyse... İşte sepetim...
Hani bir huyum var ya benim...
Hazır aldığım herşeye mutlaka kendimden birşeyler katarım...
İşte katacağım şeyler...
Seramik çiçekler burada işe yaradılar işte :)
İsim plakasını boğaz çubuğuna yapıştıracağım, bilgisayarda hazırladım :)
Ve bitti... Ve yerine asıldııı...
Hediye paketleri sığmaz ama, kargocular kapıyı çalıp öyle teslim ediyorlar :))))))

Bu sepetin içinden bir de daha küçüğü çıktı, sipariş verdiğim tekti, boy boy ayrı ayrı sipariş veriliyordu. Hani yollamakta geç kalınca dürtükledim ya şirketi, hediye mi koydulaaar, yoksa çok beklemekten sepet mi doğurdu bilmem :))
O da değerlendi başka yerde, yarın yayınlayayım onu da olur mu :)

Hepinize güzelliklerle dolu bir hafta sonu diliyorum...







17 Aralık 2015 Perşembe

Biraz Erken mi Oldu Bilemedim ....

Ama...
Sabırsızım işte naaapiiim :))
Yılbaşı ağacının da altına örtü yapacağım diye koydum ya kafaya...
E... Bitince de yerine koyup, ağacı kurup, süsleyip, fotoğraflarını çekip, düzenleyip, paylaşmam lazım ya sizlerle...
Bugün büyümeyi önleyici kemoterapi günümdü, hastaneden öğleni biraz geçe gelebildim, yemek faslından sonra hemen uygulamaya geçtim...

Önce nasıl yuvarlak bir uydurma yaptım onu göstermeliyim :))))
Sehpa büyüklüğünde keçem yoktu, uzunca bir parça buldum, kırkyama gibi kafadan üçgenlere böldüm, hesap filan yok yani, göz kararı :))
Aralarını makinada zigzagla birleştirdim....
Oldu işte, pot filan var ama görmüyorsunuz değil mi :))
Geldik kenar süsüne... İyi ki bu pırıltılı şeyleri alıp koymuşum çekmeceme, pek te ucuzdu, 404 le yapıştırıverdim :))
Daha süs lazım değil mi... Mantarlarıııım... Çok seviyorum mantar figürünü de :)
 Bu işler hafta sonu ve dün yapılmıştı... Bugün dekor günüydü yani :))
Köşemiz hazııır...
Aslında benim köşem orası, elişleri-tv ikilisi olduğunda buradayım :)
İşte bu kadaar... Sıra da yeni projem var... Merak edin bakalım :))
Şimdi kahve yapmaya gidiyorum, anacım "balkondayım, gel de kahve yap, içelim" dedi :)
Sevgiyle kalın, hoşçakalın....