24 Şubat 2015 Salı

Kar ile Hergün Bir Macera :))

Gene hastane günüm, arabam hala karlar altında...
Müracaat Mehmet oğluma :))

Sabah 7,5 ta çağırınca çocukcağızı, bari yola kadar çıkayım da bekletmeyeyim dedim...

Evin yolu karla karışık çamur ve gölet halinde...

Çamurlara oturmadan çıkabildim neyse ki yola :))))
Lodos esiyor, oldukça kuvvetli... Gözüm yolda :)
Kemoterapiye devam edeceğiz diye gittim hastaneye, kan verip damar yolumu açtırdım, doktorumla görüşmeye girdim...
Dosyamı tekrar inceledikten sonra Radyoloji onkologu ile de uzunca fikir alışverişinde bulundular ve tedaviyi hızlandırmak için radyoterapiyi öne aldılar. Ön hazırlık için Mehmetle Gebze Medical Park hastanesine gittik. Buradaki doktorum Prof.Gökhan Yılmazer... Uzun uzun konuştuk, bu doktorumu da sevdim :) Önce vücuduma işaretler yapıp tekrar bir çekim yaptılar Bu çekimle ışınlama yeri, dozajı gibi hesaplamalar,planlar yapılacakmış, hazır olunca başlama düdüğünü çalacaklar :))
Şimdi 1,5 ay cumartesi pazar hariç hergün ışına gideceğim, İzmitten servis varmış, oraya kadar arabamla gideceğim, sonrası servisle; bu arada da haftada birgün ışından sonra hafif bir kemoterapi alacağım. Işın bitince 2 yoğun kemoterapi daha alıp 6 ya tamamlayacakmışız, ondan sonra 3 ay izinliymişim, sonuçlara göre sonrasını görüşecekmişiz :)

Ne kadar sürem hastanede ve yolda geçecek bilemiyorum ama, elimdeki iş bitmek üzere... Bu demektir ki yakın bir zamanda değişik ve de özlenen elişlerime geçebileceğim, sıkı duruun, yeni çılgın projeler de çıkabilir :))

Bugünlük haberler bu kadar, şimdi çay zamanı :)





19 Şubat 2015 Perşembe

Kar Macerası :))

Hani bugün çekim için hastaneye gidecektim ya...
Hani onun için dün evin kapısından ana yola kadar yürüme tüneli açmışlardı ya...
İşte sabah kalktığımda ondan eser yoktuuu :(
Öyle yağmış yani kar....

Sabah 8 de Mehmeti aradım, "çok yağmış, gelemezsen iptal edeyim mecbur" dedim...
Mehmet benden deli, "yok abla, ben hallederim, sen hazır ol" dedi :))

Az sonra baktım kepçe geldi, bahçe kapısına kadar açtı gene.
Mehmet aradı, "yerler buz, çıkamadım, kepçe gelip beni çekecek, hazır ol geliyorum" dedi, dedim ya benden deli :))

Sarmalandım, kundaklandım, çıktım.... anaaaaa.... çatıdaki kara bakııın, Allah korusuuun :(


ayağımı attığım yerde dizimin az yukarısına kadar gömüle gömüle bahçe kapısına vardım,
bahçe kapısına birikmiş karların üstünden de atladıktan sonrası kolay oldu :)
Kepçe önde, biz arkada rahat rahat indik aşağıya...
Manzara çekemedim ama inanın muhteşeeeem :)

Ve geldik hastaneye... Aldık radyasyonlu iğnemizi, 45 dakikalık beklemeye geçtik...
Sol kol resim çekmekte :)) Naapalım, burada foto Solmaz yok kiii :))
Sonra geçtik PET tünelimize :)
Alışverişler yapıldı... Ve dönüş yoluuuu...
Çok şükür sağ salim evimize kavuştuk :)

Gelirken kargolarımı aldım... Beş kitap siparişimden ikisi gelmiş, onları sonra paylaşırım da asıl bakın nelerim geldiii :))
Renklere bakın renklereee... Lif ipleri bunlar :) Ne öreceğimi şimdilik hiiiç bilmiyorum :))

Haaa... Unutmadan...
PET sonucumu yarına bırakmadı canım onkologum Süleyman Temiz, telefonla haber verdi, raporu da mail attı asistanı Ece :)
Sonuç mu... Aynen şöyle dedi... "Temiz... Tedaviye olumlu cevap aldık ve kar olduğu için yarını atlayalım, pazartesi bekliyorum tedaviye devam edeceğiz aynen" :)







18 Şubat 2015 Çarşamba

Dışarısı Çok Soğuuuk :(

Allah dışarıda çalışanlara, başını sokacak damı, ısınacak ateşi olmayanlara yardım etsin, korusun, çok soğuuuk :(
Sobadan rahatsız olduğum için elektrikli soba ve radyatör yakıyoruz ya bu kış, görüntüsü bile insanı ısıtıyor değil mi :)

Uzun süreli elektrik kesilince, bir de hafta sonları salondaki sobayı yakıyoruz, zaten 5 dak,kada bir kalk odun at, odunluktan odun taşı, sobayı temizle... zor geliyor artııık :(
Her türlü ısınma aracının keyfini çıkartan gene evin şımarık beyefendisi :))
 
Dün gece canım puding çekti, kalktım hemen pişirdim.
Veee en sevdiğim tarafı, tencere sıyırma işine giriştim, önce kaşıkla sonra parmağa geçmiştimkiiiii....
Nereden öğretirsin anana fotoğraf çekmeyiii :))
Çok fena yakalamış baksanızaaa :)))))

Geçtiğimiz yıllarda kışa tüm hazırlıklarla girdiğimizden evden çıkmamız hiç gerekmiyordu ve ne kadar yağarsa yağsın karlı günlerin keyfini çıkartıyorduk...
Ama bu kış kemo ile buluşmak için çıkma zorunluluğu oldu... Yarın da kontrol için PET/BT çekimi için gideceğim. O nedenle gene belediye yoldan bahçe kapısına, iki kişi de oradan evin kapısına kadar yol açtılar bana...
Gerçi kar yağmaya devam ediyor ama fazla dolduramaz herhalde sabaha kadar. Sabah gene Mehmet  götürüp getirecek sağolsun :) Ertesi gün de sonuçları alıp doktorla görüşmeye gideceğim birşekilde...

Aaaaaanneeeee.... Bak bana bak bak baaak :)))
 "Deli bu kız" der gibi bakmıyor muuu :))))




16 Şubat 2015 Pazartesi

İçimizden Gelmese de.... :(

Artık bırakın Ülkemizi, Dünya üzerinde içimizi karartmayan gün geçmiyor ne yazık ki :(
Nedeni ise sadece insanlığın geldiği durum... Daha doğrusu, insanlığın yokolmaya yüz tuttuğu zamanları yaşıyoruz maalesef :(
İnsanlığın sahip olduğu güzel huyların yerini büyük bir hızla hırs, kıskançlık, hoşgörüsüzlük, şiddet alıyor :(

Bütün bunları duydukça, gördükçe elbette birşeylerden soğuyor insan, içinden hiçbirşey yapmak gelmiyor...

Ama...
Ben herşeye rağmen, bunların yanında güzel birşeyleri paylaşmanın insanları birleştireceği, bir nebze de olsa bu kötü gündemden uzaklaştıracağı düşüncesindeyim...
.................................................
Hafta sonu kar yağmadı ama karlı manzaramız halen devam ediyor...

Pencere önünde oturup elişi yapmaya kalkınca

tam anlamıyla "eli işte, gözü oynaşta" oluyor insan :)
Minik dantel işlerime devam ediyorum, daha bitmedi... Tığ işini severim de, en sevmediğim şu ilk sıra, nefret birşeeey :(

Hatırlar mısınız, hani kapının önüne köpek şeklinde kapı rüzgarlığı yapmıştım...
Belki inanmayacaksınız ama, Bıdık her fırsat bulduğunda onu yere devirip çekiyor ve kendisi aynı şekilde uzanıyor :))))
Ve bugün...
Bugüne kar yağışı ile başladık...
Rutin günlük işleri bitirip kahvemi aldım, keyfime baktım :)
Tüm yüreklerin sevgiyle dolması dileğiyle....





14 Şubat 2015 Cumartesi

Sevgililer Günü :)

Sevgililer günü... 
Biir sürü SEVGİLİ arkadaşım var ya benim, işte asıl anlamıyla SEVGİLİLER günü :)




13 Şubat 2015 Cuma

Monotonlardayııım :(

Hiç sevmem monotonluğu...
Kar yüzünden kendimi biryerlere atamıyorum... Ev yerleşti, değişiklik yapacak yer kalmadı, monotonlaştııı :))

Elimde bitirmem gereken 200 adetlik bir iş var kiiii, kendim kaşındım aslında, isteyerek yapıyorum ama, monoton ya, aklım fikrim yeni projelerde, gözüm hobi odamdaki malzemelerde :))

Bunun yanı sıra yaptığınız güzelim yorumlara cevap yazamıyorum şu mobil modem yüzünden, bu da beni üzüyor, hem blogları da dolaşamıyorum :(

Amaaan... Öf yani :((

Neyse, bari bitirdiğim kitaptan bahsedeyim...
Sally Goldenbaum'un ikinci kitabı Kumsalda Kaybolan İzler...
Serinin ilk kitabı Kıyıya Vuran Hayatlar gibi bu kitabında da esrarengiz ölümler ve bu ölümlerin esrarını çözmeye çalışan örgü gurubu var, örgü örmenin karışık problemleri çözmede nasıl da işe yaradığını görüyoruz :))
Debbie Macomber serilerinin tadında, ama daha baştan esrarlı olayların içine girildiği için daha sürükleyici. Serinin üçüncü kitabı Sahile Düşen Gölgeler alınacaklar listemde :)




10 Şubat 2015 Salı

Mecburen Ara Verdim... :(

Blogumdan ayrı kalmak, sizleri dolaşamamak üzüyor aslında beni, ama elimde değil :(
Fırtınada telefon kutusundaki elektronik bir parça yanmış, önce o nedenle uzun zaman telefon hatları, dolayısıyla internet kesikti, sonra onu yaptılar, ama internet açılmadı. Gelenler suçu benim modemde buldular, yeni sisteme uyumlu değilmiş, ben de henüz inip yenisini alamadığımdan mobil modeme kaldım, o da malum çekmiyor :( Bu yazıyı bakalım kaç defa tekrar bağlanarak bitireceğim :(
Ama bir nebze de olsa benden haberiniz olsun dedim :)

Kar bu sene oldukça sıkı ve çok yağdı, 3 metreyi buldu buralarda, çatı kirişimizde çatlama oldu, kar eriyene kadar bir dolap çekip destek yaptım :))
Sonra fırtınada çatı kaplamasındaki şingılların bir kısmı sökülüp uçtu, sonrasında salona yağmur sızdı, eşyaları kuru tarafa çektik.
Neyse ki şimdi hepsi tamir gördü...
Ama hazır eşyalar çekilmişken kocamaaan bir temizlik ve değişikliğe giriştim tabii ki :))
Önce bütün duvar süsleri indirildi temizlendi, bütüüün dekor aksesuarları yıkanıp kaldırıldı, örtüler toplanıp yıkandı, ütülendi,kaldırıldı...
Sonra salonun şekli değiştirilip yeniden dekore edildi... Çok zevk alıyorum değişiklikten, yeni eve taşınmış gibi oluyor :))
Bu da yerleşimden sonraki ben :))
Daha planlanan değişiklikler var, onlar da biter inşallah bahara kadar, artık gelip görürsünüz :)

Bu ara kitaplar okundu...
Ayfer Tunç'un Dünya Ağrısı... Bana da ağır geldi, ama güzeldi :)
Ayşe Kulin'in Handan'ı... Biraz ilerleyince bu Handan'ın önceden okuduğum serideki Handan olduğunu ancak anladım :)) Hani Gizli Anların Yolcusu ile başlayıp Bora'nın Kitabı ve Dönüş ile devam eden serideki Handan ... Ayşe Kulin'in her kitabı gibi bu da güzeldi :)
Ve... Kristin Hannah'tan İlkbahar Rüzgarı...
İnsanı dinlendiren, kah merakla sürükleyen, kah hüzüne boğan, kah mutluluktan uçuran duyguların hepsini bir romana sığdıran bu yazarın kalıın kalın kitaplarını seviyorum :)
Tabii bu arada tv karşısında otururken elimiz de boş durmuyor, sürpriz olacak minik tığ işi birşeylerde yeni bir renge geçtik :)
 
Bu arada abur cubur yemeden geçmiyor günlerim :) Besiye çektim ya kendimi, sonum ne olacak bilmem :)) Yok yok 60 kiloda kaldım, ne iniyorum ne çıkıyorum :))
Ben gofret, çikolata yedikten sonra nedense kağıdını kıvırıp bir düğüm atıyorum, yılların alışkanlığı... Hadi çözün bakalım psikolojik açıdan :))
Veee...
Az önce çektiğim fotolarla bugünün yazısını bitireyim..

Kar hiç durmuyor, gene 2-3 metreyi bulacak gibi :( Allah yardımcımız olsun, hasar vermesin gene...