26 Eylül 2016 Pazartesi

Beklemek Zor....

Hastanede ön hazırlık yapılmıştı ya, doktorlar program yapıp çağıracaklar ya....
Beklemek zor...
Birşey belli olmayınca kendimi oyalayamıyorum ya... :(

Minik kafeslere
birara çiçekler doldurmuştum,
minik civcivler de mahsuscuktan kanaryaymış :)
Onlarıda Oya asıverdi bana :)
Yarın sabah arayacakmış doktorum, hadi hayırlısı. Bugün uyuşuğum bayağıca, ama kötü değilim çok şükür.
Şimdi biraz uzanıp kitap okuyayım en iyisi ....



24 Eylül 2016 Cumartesi

Bugün de Böyle....

Erken ve keyifli uyandım...
Güzeeeeel kahvaltımızı yaptık, beslendik :))

Bugün yaprak sarma programımız var Oya ile, işbaşınaaaaa....
Yaprakları internetten almıştım. ama şu anda aldığım adresi bulamadım, kavanozda ama tam salamura değil, çok güzel çıktı, haşlamaya filan gerek olmadı, bir tencere pişirdik, bir tencerelik dondurucuya attık, artan yaprakları şu anda Oyacım kıymalı sarıyor :)
Öğlen yemeğinden sonra bir cesaret ettim, atladık arabaya dooooğru sahile... Eh, sahil deniz insanı açıyor işte :) Arabayı da rahatcana kullandım ama uzak mesafe kullanmam, ne olur ne olmaz.
Migrosa da uğradık, döndük eve.
Hamarat hatun hemen üstünü değiştirip mutfağa girişti gene.
Bulgarların bir kahvaltılığı var ya közlenmiş patlıcan-biber filan.... Sağolsun ondan da yapıyor bu arada canım yaaaaaa :)
Hadi ben de yanına gideyim artık değil mi .....
Ben ve kelebeğim idare ediyoruz merak etmeyin :)




23 Eylül 2016 Cuma

Biz Bugün Oyalandık :)

Hem de çok tatlı Oyalandık...

Beynimle flört durumlarındayım ya, aramızda konuşup duruyoruz. Yatıyorum kalkıyorum, oyalanıyorum.

Evvelsi gün telefonum çaldı.
"Cuma günü geliyorum" dedi.... Oya...
Bugün ellerinde çiçekler, kalp yastık, Oya geldi oyalandık :)
Oya benim taaa 10 marifetten arkadaşım, kendi tasarladığı desenleri tel kırma tablolar halinde işleyen becerikli arkadaşım.
Hazır o da buradayken bıcı bıcı yaptım, ne olur ne olmaz yalnızken çekiniyordum çünkü.
Sonra üçümüz pijama partisi yaptık bakııııın :)
Kelebeğimle birlikte iyi görünüyoruz ama değil mi, yeter ki bana karşı gelmesin, geçinir gideriz böyle :)

Yarın daha da güzel birgün olsun hepimiz için.
Şimdilik hoşçakalın....


22 Eylül 2016 Perşembe

Kelebek Figürü...

En sevdiğim figürün öncelikle kalp olduğunu bilmeyeniniz yoktur değil mi :)
İkincisi kelebek, üçüncüsü çilek :)


Hani geçici dövme yaptırmıştım kelebek, kendimi kocaman mutlu etmiştim...
Ama gelipte beynimin tepesine bir kelebek figürü şeklinde ve kötü bir tümör olarak oturmanın alemi neydi beeee :(
Tam akciğer temizlendi, kanser bitti, tatil zamanı derken ortaya çıkıverdi. Varmış zaten oralarda demek ki. Eh.... gelmiş artık, yeni bir savaşa başlarız :)

Nedenini, niçinini düşünmenin bir faydası yok tabii ki.
İlk semptomları çok kötüydü.... Düşmeler, kalkamamalar, hafif bilinç kayıpları, baş ağrısı, dolgunluk hissi, kusmalar,bebekleeeeeer gibi kaçırmalar :(

Tam o sırada, yani o berbat durumdayken ben, kendi doktoruma ulaşamadım ve ilk hastaneme gittik, yanımda eski ışın arkadaşım-oğlum Volkan, can arkadaşım Belgin....
Yürüyemiyorum, tekerlekli sandalyedeyim, uyukluyorum yani dalıp duruyorum, su içeceğim, şişeyi dikip içmeyi unutuyorum filan yani...
Doktor hemen MR istedi.
Birilerini araya soktuk,  hatta önceki ameliyatımda bana bakıcılık yapan Nursel i bulduk, o önce randevu aldı bana sağolsun.
Ve manyak ben, MR odasının kapısındayım...
Ve bu kapı üzerindeki yazı.... Tutturdum MORG diye :))))
Ve morga girmeyi sabırsızlıkla bekleyen ender manyaklardan olduğum, ve oradan yürüyerek çıkack biri olduğum....
İşte böyle....
Öğleden sonra belli oldu orada bir tümör olduğu....
Hadi bakalııııım.....
 
Şimdi iyiyim. Ameliyat seçeneğini eledik, çok riskliymiş ve temizlenecek gibi değilmiş. Işın tedavisine yönlendim. Ön hazırlıkları yapıyor doktorlarım, hayırlısı bakalım...

Bundan böyle bütün çılgınlıklarıma serbestlik veriyorum, sıkı durun :))))))


Bugünlük bu kadar olsun mu, hergün yazmaya çalışacağım, bu benim aynı zamanda terapim de olacak zaten...




13 Eylül 2016 Salı

Uzuuun süren proje.....

Nedense birtürlü tamamlamaya fırsat olmadı bu kolay projeyi....

Malzemem alçı bantları....

 hafif ıslatıp sıktım , kasenin etrafına dolamaya başladım...
Aslında bütün olarak değil de küçük parçalar halinde kesip yapıştırmak daha kolay ve düzgün olacakmış....
 malum alçı kurudukça toz toz dökülür... onun için bol bol beyaz tutkal sıvadım :)
 Bembeyaz zemin görünce aklıma hemen peçeteler geliyor, özlemişim :))
 oymak biraz zor gelse de hallettim :)
Yapıştıktan sonra epey bekledi tamamlanması... Çünkü tam bu yeşillerin olduğu ince kurdelem vardı, onu bulamadım :(
 Ben de bunu yapıştırdım silikonla, aman oldu işte....
Benden bu kadar, bu kadarına bile şükür :))
Medikalllerde var bu bantlar....Masklar filan da olur değil mi :)

Bu arada bir sürü kitap okudum ama not almadığımdan neleri okuduğumu unuttum :( Zaten herşeyi unuttuğum için kafa MR çekildi ya.... İlerlemez inşallah.....




11 Eylül 2016 Pazar

Açıklamam Gerekiyordu....

Üçüncü defa da şutlamam gerek Allahın yardımıyla inşallah,daha gerçekleştirmek isediğim hayallerim var benim :)

Veeee.....